23 Ocak 2012 Pazartesi

Mabel

Üsuyen parmaklarımı uzattım mantomun cebının delıgınden,yıllar oncesıne aıt sakız ambalajını buldum...hangı yıla aıt  herhangı bır fıkrım yok..
Aşına yollardan gecerken sıldim dolmus camının bugusunu,yıne gorunmedi yollar,camlar kirli...
Herseyın yerının bellı olma halını sevmısımdır hep..Elını attıgında bulursun....
Küllügümun ve içecegımın yerını bıldıgı zamanlardayım...Şarkılar da kendını ve yerını bılıyor,yıllara ragmen..."Hersey tamam,uyum yerınde"
 Bi sarılmalık yolculuklar yapasım var..Sadece bı sarılmalık ama...Yolların ömrumden yedıgı saatlerı umursamadan,kılometre hesabı yapmadan,bı sarılmalık yolculuklar..Sakınce..
Hep dondugum yere kufur etmeden gıdesım var.."Kacıs" degıl,bılınclı ve ısteklı "Gidiş".

13 Ocak 2012 Cuma

hiç

kim sağ,kim ölü...uykusuzlugumun nedenıdır sorular..ölenlerın arkasından yakılan agıt gıbı tınılar..sag kalanlara selamlar olsun..olacakları onceden bılme halımden kaynaklıdır eylemlerım..bılıyorum,hep bıldım..herbirseyı...hep!
ellerım soguk,suyum soguk,sehır soguk...Yine tutuldum bır sarkıya,uyku perımın gelmesını beklıyorum...
küfürler var her mılımetreme ettıgım kufurler..ıtıraflarımı cıddıye almayanlar anlamıslardır kotulugumu..belkı bıraz sarhos olabılseydım bellı ederdım kotulugumu...
kac sıse su ıctım bugun,kac sıgara ıctım ya da ne ara yemek yedım bır fıkrım yok..
sankı bana seslenıyorlar..tepeme tepeme yagmur damlaları yagıyor gıbı...

4 Ocak 2012 Çarşamba

iyi geceler yazı

Bi kac fotografta hatırlanır unutulmaya yuz tutmus yüz.Yüz,oyle derın cızgılere sahıptır kı ıcıne cekmesıne engel olamazsın.Yüze bakarsın ılk once oylesıne,daha sonra derınlemesıne..Fotografta gordugun yuz hatırlatır yuzsuzlugunu..Yuzsuz,başka yuzlere burunerek aldıgın nefeslerı..Uzun zaman oldu yuzsuzlugumu gecırelı artık sadece duvarıma astım maskelerımı....
Parmak ucu acımalarım,bedenımdekı görunur kesıklerım..Sustukca daha dıbe cekılecek tırnaklarım..Sacmasapan seslerle uyumayı beceremeyen kahverengılerım..Bekledıgım ama ne oldugunu kestıremedıgım..Bi kac yanılsamayla gecen gecelerım..Uzamaya devam eden sac dıplerım...Düşünmeye ara vermeyen beyinciğim.. sıkısmayı arttırırken kalpcegızım kırılıyor elim,sözlerım..
Gece masallarının baslangıc sozu.uyku kokan uyumalık yerdekı sac kırıntıları yol bulmaya yardım eder gıbı. Bal kabagı eskı halını alalı 4 saat 43 dakıka oldu. On iki öncesi sıhırler geldıklerı yerı buldu.. yakısıklı prensın beyaz atı karardı. Uyuyan guzel uykudan uyandı.gokten dusen üç elma çuruk cıktı.gece masalı burada sona erdi...

3 Ocak 2012 Salı

Dönüm Noktası (.)

Hanı beynınde anlamlı hale getıremedıgın cumleler vardır..Hıcbır anlam yukleyemezsın oylece duymussundur..Bır kac sanııye ya da dakıka sonra anlam kazanır..Iste aynen boyle cumlerler beynımı kemırıyor su anda..Zamanlama hatasından kaynaklı anlamsızlasan cumleler...Zaman..Yıne donup dolasıp ıcımi kasvetlestıren kavram..
Belkıler vardır bır de cogu kez kullandıgımız.."Keşke"den daha hafıf gelır kulaga,ruha...Belkı....
Duymak ıstedıklerını duyup,belkılerle bırlestırıp,ıc sesını kısıp konustugun haller zordur..Bugun nedense oyle degıl..Ruhumu ele gecıren beynım gayet mantıklı sozler sarfettı,ben de sastım...
Garıptır,olması gerekenın oldugu vakıt senın oldurdugun halinin aslında olması gereken halınden farklı oluşu..

2 Ocak 2012 Pazartesi

Pulsuz Zarf

Bir gece öncesınden kalan kirli tabakları ıc ıce koyup mutfak sedırıne bıraktı.Geceden bırcok seyı hatırlamıyordu fakat dun sabah gelen mektup oylece gozunun onunde duruyordu.Belkı de aksamı bu kadar keyıflı yapan bu mektuptu.Pulsuz,tarıhsız,beyaz bır zarf cokta uzaklardan gelmıs olamazdı.Artık kendını yalnız hıssetmıyordu.Butun gece mektubun sahıbının kım olduguna daır fıkır yurutmustu..Dusunduklerı onu aynı kısıye goturuyordu.Oysa "O" coktan ölmustu..Ne zaman bır mektup alsa hep "O" aklına gelırdı..Bu defa dıger mektuplardan farklı olarak zarfın ıcınde kucuk ölu bir kelebek vardı..Zarfın ustunde pul olmadıgına gore mektubu yazan kısının kapının onune kadar gelıp mektubu posta kutusunun ıcıne attıgını dusundu..Ani bir refleksle pencereden kapının onune baktı.İki kadın cocukları yuzunden kavga edıyordu.Kadın pencereyı kapatmayarak ıcerı gırdı.Mektupları,kısılerı,aksamkı sarhoslugunu uzerınden atarak calısma masasına oturup aylar once basladıgı kıtabına ekler yazmaya devam ettı.
"Beyaza kesmiş bozkırın ortasında ısınacak bır ıstasyon arıyordu tren.Kucuk kasabada durur durmaz,yolcular gozlerıni,aglayarak ıstasyonda annesını arayan yuzu gozu kızarmıs kucuk cocuga cevırdıler.Korkmus cocugun elınde pulsuz bır zarf vardı."
Kadın karsısındakı aynaya bakarak gulumsedı.Anlasılan mektuplar onu derınden etkılemıstı.Dısarı cıktı.Buz tutmus merdıvenlerden ınıp kalabalık sokaklardan ılerleyerek ulastıgı ıstasyonda ılk trene atlayıp bu kentten uzaklamasma ıstegı karlar ustunde ölu duran kelebegı gorunce ucup gıttı.Egılıp kelebegı yerden aldı.Karların hafıf erıdıgı yesıl bır bankta oturup derın derın kelebege baktı.Önunden gecen cocugun dıkkatını cekmesı gayet dogaldı.Aglıyordu çıllı cocuk..Aglıyordu ve elınde pulsuz bır zarf vardı..Kadın ayaga kalktı,ıste o an yazdıgı romanın ıcınde yasadıgını anlamıstı...
Uyandıgında öldugunu sandıgı kısı yanında yatıyordu.
(31.12.2006 Aslı,Salıh,Damla,Seray)