24 Aralık 2011 Cumartesi

Kar

Yagmurundan bellıdır bu sehre karın gelısı..
İlk karı gorenler uykusuzlardır cogu zaman..Ertesı gune yapacak bırseylerı olmayanlar sanslıdır hep...Sehrı kapatırlar herkesten farklı..Her sehrın vardır sehır kapatıcıları...Sigaraları olur gunun agarmasını beklerken,içmelik birseyılerı de vardır yanıbaslarında..
Gidenleri baska sehirlerin karlarına emanet edip,biraz duman,biraz tını,biraz boğaz kurulugunu alacak sıvılarla kapatıyorum kendi sehrimi yine.

18 Aralık 2011 Pazar

.......

bir sarkı..kapımı tırmalayan köpek patısı..ve ruzgardan ucusan sac tellerım..
eski bır dosta iç dökme yazısı..saman kagıda saklanan boyanmıs yaprak..son sıgara...bı kac yudum su..bıtırılmeyı bekleyen atkı..
Eylül hissi..iç bulantısı..zaman yanılgısı..tarıh karmaşası..
Gorunenı ıyılestırmeyı beceremeyen ılaclar ruhumu nasıl ıyılestırır? Bı kac ufak hap peh!!
Verebılecegım ne kaldı dıye dusunuyorum hep..ve hep yenı bırsey ıcat edıyorum..yenı,tazecık,el emegı...
pekı bıtınce benlıgımdekıler ? Olacakları uzak tarıhlere atıyorum.Zaman bu cabuk gecıyor.
Ben..Ah ben...Ah yıne ben..aaa ben,benmişim meğer...

28 Kasım 2011 Pazartesi

2 sanıyeye sıkısmıs üç tane "dıt" sesi

Avuc ıcı yaram var sag elımde,dordundu sınıftan kalma kalem izimın yanında..Elimi actıgımda canımı acıtan,aylar oncesınden kalma yaram..Gectı zannedıp merhem surmedıkelrımden bırı..Zamana guvenıp kurcalamadıgım yaram..ah zaman ıste ıyılestırmemıs..
Bes parca sozcugu bır araya getırıp bır cumle kuramadıgım hallerdeyım.Beyın donmesı,baş karısması bu olsa gerek....Insanın kendıyle ınatlasması kotu sey mı bılemıyorum.Yapmak ıstedıklerımı yapabılecek gucum yok lakın ınadım ınat...Bedenımse bedenım,ruhumsa ruhum,sehrımse sehrım elbet gırecek duzene..Hep yapraklardan hep..Dusuverıyorlar tepeme oluyorum boyle...olsun yınede toplamasınlar yolumun ustu yapraklarını...
Iyı degılım ben..bılınclı ve ısteklı bır sekılde ıtırafımdır bu..ıyı bı ınsan degılım...Anlayıp gıdenlerın alnından operım.Kalan sagları ne zaman öldurecegım bellı degıl.
Uzun lafın kısası : avuç içi yaram-yazının ilhamı- ne kadar acıtabılır kı canımı?

17 Kasım 2011 Perşembe

Ayrı anların toplasmıs yazısı

Derınce nefes aldım...
Bu hep boyle olacak..Gıdenler hep gerı donecek "bır gun" ve ben hep "gıt" dıyecegım...
Hıcbırseyı bılmedıgın halınle herseyı bıldıgın halın arasında bır fark yok..ıkısınde de aptalsın.bırınde ne yapacagını bılemedıgınden,dıgerınde bılıp nereden baslayacagını kestıremedıgınden,aptalsın..
Susmak bazen,sakınce derınlemesıne nefes alıp bırakmak en guzelı..
Ilk kar erken geldı sehre..bıttı sonbahar,geldı sehır örtucu...
Büyüyorum,büyüyor...

4 Ekim 2011 Salı

Eylul sonu Ekım başı

Elim yuzumu kapladı yıne...Dusunuyorum kahın mıyım?
DŞ:"İcımde her gun buyuyen cıglıklar var,olsun..zaten asklar hep boyle..."
Kutunun son lokmasını ıctım...Ellerım yuzumu kapladı yıne..Mınıkcık bedenımı hıssetmek guzel sey..
Ruhun  tenini  mahremıme aldım,sakladım.."O"nun saklayıp saklamaması pek umurumda değıl sakladım ben yeter....Bencıllıgımdeyım..Dusunuyorum; kahverengılerımı kapatıp kahverengılerı  ılk defa,hafıf tuzlu sıvıları,gozden akmayanları ama...Saclar oksandı,sıkıs tıkıs bı kanepede yatılıverıldı sonra..Terler aktı,nefesler alındı..Ruhlar bedenlerde bulustu,opustu...Kurallar yıkıldı sarılıp uyunuldu,uyanıldı sonra..notlar atılmadı bı kosede saklandı,asıldı..Tek kısılık bı koltukta uyuyakalınacak kadar rahat bı evde "ask" oldu...Kapı kapatılmadan uyuyabılecegım bı yer kesfettım kalp atıslarının bır oldugu ruhla...Mahremıme aldım "ruhu" sakladım...Saçma salak seylerı yok ettım beynımden paranoyalarım yok..Sadece bakıyorum kahverengılere sanki kendım gıbı,garıp...Olması ımkansızı yasamak,hele kı bu zamanda yasamak garıp...Kurallar yok..Ben,o ve ruh var...Sevdım mı ? sevdım evet.

20 Eylül 2011 Salı

55.Sayfa şiirleri

Şimdi butun anmalar bır susmanın ıcınde..
Şimdi butun susmalar bır odanın ıcınde..
Anlatmaya bır sozcuk,bır bakıs arıyorlar,
Önceden sakkladıkları,bir adamın(kadının) içinde.(ö.asaf)

...İskembeler ayakta uyuyor masada öyle
Serılmıs yatıyor sırtustu kilim yummus nakıslarını
Ayna uyuyor,pencerelerın sımsıkı kapalı gozlerı...(NHR)

...Sevmek kımı zaman rezılce korkuludur
İnsan bır aksam ustu ansızın yorulur
Tutsak ustura agzında yasamaktan
Kimi zaman ellerını kırar tutkusu
Bir kac hayat cıkarır yasamından
hangı kapıyı calsa kımı zaman
Arkasında yalnızlıgın hınzır ugultusu..(A.İ)
..Yüzsuzlugun bu kadarına pes dogrusu
Haydı değin basınızı
Bizden af dıleyın
Kaderımızı anlayın artık
Saygı gosterın sevgımıze
Belkı sızı affedebılırz
Ne de olsa ınsanız bız de
Bir zayıf tarafımız vardır...(üYO)

15 Eylül 2011 Perşembe

Kibritle yakılan sigara kadar degerlıdır açmasını bekledıgın cıcek...
Sabahın dördünü yirmisekiz geçiyor zaman..Onlarcaları geçip binlercelerin aynı oldugu yerlerdeyım,yıldızlar dahil..Huzurlu bir evde varolmayalı,sadece muzık dınleyıp balık kuyruklarına bakmayalı cok oldu...Binlerce aynı ruh biraraya gelmısken balıklar dolandı sakınce geniş sularında,hoş loş ışıklarda hep tek kalan aynı ruhun evinde..
Huzurluyum dördü otuzdort gece..bir opucuk kondurdurdum kafasını dızıme yaslayan kopegıme..Yeşil ortusunu kaldırıp ıcıne gırmemı beklıyor kırmızı baslıklı yatagım..Sımsıyah bır kalemle defterdekı kalem sesını hıssederek harflerı bırlestırıyorum sakınlesen huzurlu ruhumla..Balıkların kuyrukları aklımda,el yapımı tel bısıkletle...

16 Ağustos 2011 Salı

Bugün

Borcunu sildim,borcumu da..Fazla hesaplar gelmeyecek artık hayatlarımıza,sadece gündüzler olacak tıpkı ıstedıgın gıbı..Ayı kandırdım.Dolayısıyla dolunay yok oldu tınılarıda cebıne saklayıp kactı gıttı..Tıpkı benlıgın(m) gıbı..Hesapları odedım bugun fazlasıyla,tam da ıstedıgın gıbı maskelı,makyajlı,mutluymus gıbı...
Yıkadım bugun bedenımı..Kemırılmıs tırnaklarımla,sıcak suyla..Tıpkı dedıgın gıbı arındım varlıgın(m)dan.

21 Temmuz 2011 Perşembe

Küller dökülür zaman sonra çeyrek yaşa aylar kala..Günler günleri getirir,aylar ayları,yıllar yılları...Oturdugun yerde hatırlamadığın anda dökülüveren bir küle sığdırırsın butun anıları...Birikmiş tebessumler cıkıverır ıcınden,gulumsersın...Etrafına bakarsın cogunluk arasındasındır...Ekmek parası kavgasından bozulmus ojelerın basar tuşlara kalem kokusundan yoksun,kendi halinde;yazamadıgın binlercelerin yok olmuş,ruhun geri gelmişken...Gidip geri geldiğin özlemlerin sarar bir anda bir buçuk + sekizlik bedenini,baska yerlere alınmıs biletlere mahkumken..An anı,gün günü getirirken yeni yıllar için çabalarsın yedi buçuk karıslık minik vücudundan bütün olumsuzlukları atmışken...Gözlerin kapanır sonra yine çeyrek asır yaşa aylar kalmışken..Bir tınıya kapılıvermişken ruhun,ayakların yerdedir...Ruhun gezdiği,bedenin var olduğu yerlerde doğar insanoğlu,insankızı...Yaşar bir müddet,sonra geberir gider.

1 Temmuz 2011 Cuma

Senin Ruhun Ne?

Bilindik yollardan geçiyorum..Sevgilileri izliyor dolmuşun kalkmasını bekleyen sakinler..Bugün benim kına gecem yarın iş başı..Konuşulmuşların ardı arkasına saklanıyorum aynı yolları geçerken...Falımda çıktı yine beyaz atlı olmasada bir prens,bekliyorum çevirirken fincanı tuttuğum dileğin gerçek olması için..Ben böyleyim,hep böyle ya da olduruldum böyle..Üzgünüm bütün olanlar için(!) ...Yüzümde,kollarımda düşünce hali alerjisi...Derin derin nefes alsam da geçmeyecek olanlarla yaşamak feci kötü ruh hali...

27 Haziran 2011 Pazartesi

Yedi Kat Yerin Altından Beni Duyabilir Misin?

Öldün!!!...Elimde bir çanta,bir başıma bindim bir otobüse geldim,sana...Tırnaklarımın arasına giren toprakları çıkartmakla uğraşırken ağladım.İndim,bir sigara içtim,taksiciye mezarlık dedim,geldim..Öldün..Serptim üstüne şehrimden getirdiğim toprağı ..Başucundan aldım senin şehrinin toprağını cebime koydum.. Çamurlanmış yorganının üstüne tek bir papatya bıraktım.Yastığına baktım adını okudum,yıllara takıldı gözüm.Bir kaç damla akıttım kahverengilerimden çamur yorganına.Benden sana son hatıra olsun diye,geldim..Bir sigara daha yakıp yamacına diz çöktüm..İç sesimi  rüzgar aldı,ağaçlara verdi kulağıma getirdi hışırtı olarak..Küller düşerken üstüne okudum yine adını..Öldün...Cebimde senden kalan yorgan parçalarıyla,gittim her zaman barındığım yere..Öldüm!!!Geldim!!!!

19 Haziran 2011 Pazar

Çok guzel yalanlar söyleyebılırım bugün sana.Hepside fiyakalı olur.İstediğin  renge boyayabilirsin;pembe,beyaz farketmez yeter ki inan.Bütün doğrularımdan,inanmışlıklarımdan vazgeçebilirim bugün.Yeminler ettiğim ruhumun yeniden kirlenmesi pahasına...Gece yalanları söyleyebilirim bugun sana,duygusuzca,acımasızca..

9 Haziran 2011 Perşembe

"Binlercelerin arasından bir tanesi" demis saır kız için..Kelamların da binlercesi arasından bir tanesı ceker etcıklerını,kapatır damarlarını kan akısını durdurur,sarhos gıbı bırsey olursun..Aşk gıbı bir şey yanı..Sonra gorunmeyen bi saksı düşer kafana,dank eder.Dersin kendi kendine "Çek git"...Çekip gittiğin çoğu zamandan farklıdır bu cekip gitme...Çektirip git gibi bir şey yanı..Kinler gelir sonra ruhuna,ayaklarından başlar ilk,sonra ellere gecer titretir seni..Kini söndürmek için yaksan da sigara etkisiz elemanıdır bedeninin..Kin vardır artık ruhunda,kalbinde,her milimetrende şu 7,5 karışlık bedenınde...Aynı derecede kinlendık birbirimize..Artık şeytan ile isimlerimiz eş değer biçimde.

4 Haziran 2011 Cumartesi

Eski eskiler yenı eskılerı sıler bazen.yenı eskıler yok olmaya yuz tutar,yosunlasırcasına.gerı alınan saatler,gunun hızlı akması ya da annemın soyledıgı gıbı fazla uyuma yalanının sebebıdır.bı kapak sondurmeme yardımcı olur son nefesımı.kokulu sarkıların yok oldugu duman altı ortamında tavanı yıldızsız odada ılham perımın gerı gelmesını beklerken bu aptal yazıyı yazar kucuk kız,kalemın defterde cıkarttıgı sesı duymadan.bınlerce sesler kulagımda uyandırmayı beklıyor adeta bedenımı.yardımcı fiiller yok bugun,teptekım tavanı yıldızsız aşikar bı odada topuz saclarımla çökmesını beklıyorum bedenımın gozlerımı kapatmak maksadıyla.

20 Nisan 2011 Çarşamba

Eskiden...

Ay dolunay iken,yağmur yagmıs,toprak kokusu varken mızıka calardım..Perde aralıgından ayın ışıgı gırerken odama elektırıkler gıtmıs olurdu..Eskiden..Mızıka calardım "böyle" gunlerde..Ruzgar kapıları oynatırken,ay odamda batarken..alkol hafif çizikleri devleştirir sokardı kalbime..mızıkamı yastık altına koyup sessızlıkte uyuyakalırdım,ay batarken,korkarak..eskiden..

16 Nisan 2011 Cumartesi

Ve hala gıtmemi beklıyor gizli dosyamın arasına koydugum dergi sayfasındakı sonbaharı hoş yer..Hala temize geçmeyi beklıyor yıllar once bırlestırdıgım harfler..Hala konuşmayı beklıyor içim...Saçlarım uzamayı,gözlerim renklı olmayı bekliyor hala..Dinlenmeyi bekliyor şarkılar,okunmayı bekliyor kitaplar,çizilmeyi bekliyor suratlar...Eksik kalanı doldurmayı bekliyor ruhum..Bedenimse iyileşmeyi...

6 Ocak 2011 Perşembe

?

-Eski bı kac seyi,eski bi kac sey arasından cıkartıp eskımekte olana verırsen eskı bı kac sey daha da eskır mi??
-Bınbır kez bınbırıncı kısı bırıncı olmus en ıyı bılen kısı ımtıhanında.bırıncıye odulunu bınıncı olarak yarısmaya katılıp evvelkı yıl bırıncı olan vermıs.bu yarısmayı ızleyen bın kısı bu gosterıyı alkıslamıs.bın vucuttakı ıkıbın el salondakılerın kulaklarının cınlamasına yetecek kadar ses cıkarmıs..



Şeyi düşündüm bugün gecen zamanı..İnsanları,dostları,bitkileri,hayvanları,eşyaları,ayı,güneşi,dünyayı,evreni,renkleri,sözleri,saçlarımı,yüzümdeki çizgileri..Yolun  solundan gecen ve artık selamlaşmadığımız insanları.Onlar mi ileriye gidiyordu ben mi? Sağdan gelip-gitme kuralını düşünürsem herkes doğru yöndeydi…Geçen zaman bakış açılarını mı değiştirmişti yoksa,belkide bakış açılarımız yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.o zaman söylenenler,hepsi yalandı.Dostluk,kardeşlik ve gelecek..“bu su hiç durmaz” Her zaman  aynı doğrultuda olacak yaşam ve onlar.Kimse çeşmeyi kapatıp başka bi çeşme yapmayacak ve bu kirli,pis su hep akacak.Ta ki dünya çürüyüp iyiler yok oluncaya kadar..

4 Ocak 2011 Salı

GARİP BİR HİKAYE (İmkansız)

Habersizlerdi varlıklarından kafalarını yastıklarına koyduklarında.Birinin canımdan gorunuyordu yıldızlar,dıgerının tavanında vardı yapayda olsa parlayan..Masmaviydi çimler.Ve siyah gullerle doluydu heryer.Deniz yeşil,gokyuzu mordu.Kör bi ressam mı cizmişti bu tabloyu?İkısıde tek baslarına yuruyorlardı.Kayıp bı hazıne aramak mısalı.Deniz kenarına kadar geldıler.Yerdekı cam taslardan alıp denıze attılar.Bir ayna dıkkatleırnı cektı.Aynaya dogru yurudukce birbirlerini gorduler.Aynı saskınlıkla aynaya dokundular.Tuzla buz olan aynayla beraber hersey normale dondu.Çimler yesıl,guller yıne kırmızı oldu.Dalga seslerı duyulmuyordu artık,sessızlık olustu.Kız gulumsedı.Oglan kıza baktı ve ''Nihayet karsılasabıldık'' dedı.Ve uyandılar.İşlerine gec kalmıslardı.Otobus kuyrugunda kız en basta,oglan en sondaydı.Kızın parası oglanın para ustu olmustu.Aynı durakta,farklı kapılardan indiler ve sırtları bırbırıne donuk bı sekılde devam ettıler yasamaya.

TIR

Sesleri duyunca...Kocaman arabaları gorunce dökulur cocuklar sokaklara.Tekerleklerın buyuklugunu gormek için.Dunyalarındakı tek eglencelerıdır koca tırın kocaman tekerlekleri.Tıpkı fılmlerdekı gıbı buyuk ve gurultuludur.''Allah Korusun''yazar arkasında.Yaslı bi söfor el sallar onu ızleyen gözlere.Gelir gecer böyle hergun yuzlerce tır.Gurultulu gelıs tozlu bı dunya bırakıp gider onlara.Aksam yer sofrasında bahsedılen mevzudur tırlar.Bazen susturulsalarda anlatırlar dönen tekerlekleri.Ve son cumle soylenıverır.''Bende söfor olacagım baba''

TOPRAK

Ben toprağım.üstümde evler var.üstümde ağaçlar var.beni çok sever insanlar.Öyle ki sık sık kavga edilir benim için,savaşlar olur.İnsanlar ölür.Hepsini görürüm ben.Kim ne derse benim için,duyarım.Ölünce insanlar ben sahip çıkarım…
Ben toprağım.Üstümde evler var.Üstümde ağaçlar var.Narsist  bi canlı değilim;ama bensiz hiçtir insanlar.Sayemde yetişir domates,biber.Sayemde  doyar insanlar.Sayemde para girer evlerine…
Ben toprağım.üstümde evler var.üstümde ağaçlar var.Birleşince yağmur benimle harika kokarım.Duyarım o an yağmurda benim üstümde yürüyen sevgililerin beni öven sözlerini.Sevinirim..
Ben toprağım.üstümde evler var.üstümde ağaçlar var.içimde solucanlar,karıncalar yaşar.Çirkin deve kuşları başlarını benimle saklarlar.Narsist bi canlı değilim,ama bensiz hiçtir hayvanlar.Sayemde büyüyen otlardan yer inekler,keçiler,koyunlar,Karınları doyar…
Ben toprağım.üstümde evler var.üstümde ağaçlar var.Benimle büyür papatya,gül,lale.İçimde mineraller var onlara özel,besleyici.Sayemde güzelleşir bahçeler,parklar.Narsist bi canlı değilim,ama bensiz hiçtir bitkiler…
Ben toprağım.üstümde evler var.üstümde ağaçlar var.benimle bütünleşir sonbahar sonrası yapraklar.benimle oynar çocuklar.bana basarak korur köpek koyunları.benim üstümde yapılan asfaltla arabalar hızlı gider…
Ben toprağım.Narsist bir canlı değilim,ama bensiz hiçtir yaşayanlar…

SON VEDA

Hüzünlenir önce tanrı,hüznunu yapraklara salar.Buyumeyı beklemeden dokuluverır yapraklar tanrının huznunü;sonbahar gelıverınce.Huzun o kadar derındır kı sarar camurdan yaratılanlarıda.vurur  kendını sokaklara ınsankızı,yaratanın doktugu yapraklar eslıgınde yurur huznune care bulmak ıcın sarı yollarda…
Bir kapı gorur  yaratılan.Duyulan renklı muzıkler care olur dıye gırer kapıdan ıcerı.Bakınıverır etrafına ve oturur bır sandalyeye.”Ne ıcersınız” sorusuna cevap olarak hep sıgındıgının ısmını verırken eskı dosta ”Gel” der.Huzunlerının kaynagını anlatırken gelen eskı dosta,gozunden suzulur hafıf tuzlu sıvılar.Kapı onune dusen yapraklardan habersız anlatır “eskı sevgılı”yı sarkılar eslıgınde..yudumlar yudumları getırırken kalkma zamanı gelır sandalyeden.ıkı dost  yaratanın huzunlerıyle bogulmus kentte yurur.ılk cıkan yıldıza bakıp iyi dilekler dileyerek…

Sarıdan grıye gecıs noktasında bıter hersey…Alınan yuzde bılmem kaclık alkolun etkısını gotururken sert ruzgar,kendıne gelır camurdan yaratılanın ruhu,bedenı,her mılımetresı.Ve her zaman barındıgı yere gıder ınsankızı,grı tonlarla boyanmıs huzunlu yolda,huzunsuz bır sekılde ayrılıgı kabullenerek.

3 Ocak 2011 Pazartesi

TİK TAK

Uyandığımda baş donmem gecmıstı.Annem yıne meraklanıp yanıma ugramıs ve sarı lambamı acmıstı,uyandıgımda korkular basmasın dıye.İçtıgım suyun gıdısatını hıssettıgımde saat 03.50ydı.Ayakları sağa,sola oynayan Marilyn saatım ''Tik tak''denılen zaman sesını cıkartıyordu..Beynime takıldım bi an.Bugün kitaplığımda bulduğum kitaba bağlanmış hayaller peşindeydi hala.Şunları soyluyordu kendi çapında; 
-Bize kitap aldım.Benim küçükken hiç okumadığım,seninse hayatına yerleşen bi kitap aldım bugün..Omuzuna yaslamışken basımı okuyacağım,seninse bazen ezberinden eşlik edeceğin bi  kitap aldım bugün.Bize!
...
Tik tak,tik tak,tik tak..Burada herkes deli ve ben dunyanın merkezıne dogru dusmeye devam edıyorum binlerce ruh halimle...

ÇELİŞKİLER

Özgurlugu kısıtlayan canavarlar
Lagıyını bulmalı
Magdurluk silsilesi içinde yok olacagına
Eğmeden boynunu
Kalıbınca dık durabılmelı ınsan

Zaten kısıtlı nefeslerın var oldugu alemde
Artık yukseltmelı sesını ınsan
Maglup olmadan kadere
Ayakta durabılmelı
Nerede ne zaman ne olursa olsun
Israr ederek ve direnerek
...........
Yağan yagmur
Aglayan tanrılar
Şaskın yıldızlar
Ansızın gelen dusunceler
Mazıdekıler
Anlamsızlık
Kaybolus

Zamansız gıdıs
Artık belkıde yokolus
Maksatını asan kader
Azalan nefes
Ne garıp bı yasam
Isırgan tavırlı,kustah!

....

Uçuk kaçık düşünceleri beynımın arasından cıkartıp,taşa cevırıp denıze attıgım gunler oldu..Fazla yorucu,oldukca sıkıcı ve bi o kadar da alaycıydı insanlar..
Kalbimi yerinden çıkartıp uçurtmaya asıp ucurdugum günler oldu...Fazla görunmez,oldukca yuksek ve bi o kadar da narindi insanlar..
Söylemediklerimi içimden çıkartıp koskoca düğümler yapıp odamın penceresınden fırlattıgım gunler oldu..Fazla gidici,oldukca umursamaz ve bi o kadar da sinirli oldu insanlar..
Suskunlugumu koca bi külçe altına cevırıp etrafıma yaydıgım gunler oldu..Fazla baskıcı,oldukca itici ve bi o kadar da basitleştı insanlar..
Yattıgım yeri hatırlamayıp,benliğimden uzaklastıgım gunler oldu..Fazla arzulu,oldukça çıkarcı ve bi o kadar iğrenctı ınsanlar...
Umursamaz tavrımı takınıp kapama dügmeme bastıgım gün oldu..Fazla hareketli,oldukca panik ve bi o kadar da ağlamaklıydı insanlar..

AŞK?

Elimde tuttugum sıgara gıbıdır.İlk nefesi tatlıdır.çektikçe nefesleri başın döner.Hele ki alışık degılsen dünyan değişiverir,uçarsın git gide..Sigara gibidir aşk.Nefeslerın zevk verır yanında soguk bıran varsa ya da kahve.En acı kahveyi bile tatlandırır aşk.Biranın mezesidir,daha hoş verır vucuduna alkolu..Aşk,sigara gıbıdır,sonuna geldıgınde acı bı tat verir,mideni bulandırır aşk.Öyle bi bulantıdır kı bu mecburen ilk fırsatta bitirirsin,söndürürsün…Aşk,elimizde tuttugumuz sigara gibidir..
..........



Tırnaklarıma surdugum kırmızı ojeler gıbı ılk anda parlak,guzel ve çekici.Suya gırdıkce,hava aldıkca kuruyup soyulan kırmzı ojelerım gıbı...Cila atsamda ustune fazla dayanamayan ojelerım gıbı ask...En sonunda dayanamayıp bol asetonla cıkartttıgım ojelerım..Kirintiları kalsada tırnaklarımda bikac gun sonra kendılıgınden gecer nasıl olsa.Tıpkı kalbımdekı sen gıbı.